- ölmek
- -ür nsz1. 死, 死亡; 牺牲, 捐躯: savaşta \ölmek 在战斗中阵亡 Çabuk doktor çağırın, yaşlı hasta ölecek. 快请医生, 上年岁的病人快要死了。Hasta iyileşemeyip öldü. 病人医治无效死了。İki gün can alıp can vermiş, ancak sonra ölmüştü. 他痛苦地挣扎了两天, 最后还是死了。2. 转́ 蔫, 枯萎, 干枯, 衰败, 凋零, 凋萎: Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür. 这些花很快就会凋萎, 不能久放。3. 过时, 不用, 失去使用价值: Bu usul öldü artık. 这种方法已经不用了。4. -den 口́ …得要死(指难于忍受的感情或感觉): gülmekten \ölmek 笑死, 笑得要死 meraktan \ölmek 好奇得要命 susuzluktan \ölmek 渴得要死◇ ölüp ölüp dirilmek (或 ölüp ölüp ölememek) 生命危在旦夕, 在死亡线上, 生命在极大危险之中; 千钧一发之际◆ Öldürürüm diyenden korkma, ölürüm diyenden kork. 不要怕说“我要杀人”的人, 要防说“我快要死了”的人。Ölecek ile olacağa çare bulunmaz. 命中注定。Ölen ile gidenin dostu olmaz. 死去的和走了的人不会有朋友。Ölen inek sütlü olur. 不说死人的坏话。Ölme eşeğim, ölme. 要挺住!Ölmek var dönmek yok. 有进无退; 只能进; 不能退; 背水一战。Ölür müsün, öldürür müsün? 真见鬼!真该死!他妈的!Ölürse yer beğensin el beğensin. 到处受欢迎的人。Ölürüm diyenin üstüne varılmaz. 不打倒下的人。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.